Bitcoin ve Blockchain

Bitcoin herkesin dikkatini çektiğinde, 4 yaşına girmişti bile. 2013’te spot ışıkları altında beliren bu dijital para yeryüzünde aklınıza gelebilecek herhangi bir şeyi satın alabileceğiniz bir paraydı. İlk fiyatlaması çıkarılırken harcanan elektrik ile olduğu günden bu yana binlerce kat artan Bitcoin bilhassa 2017’yi altın bir yıl olarak kaydetmişti. Volatilitesi günlük işlemlerinizde kullanılması adına henüz pek elverişli bir karakter sunmasa da aynı volatilite bu yazı yazılırken 73 milyar doları aşan bir piyasa değeri oluşmasını sağlıyordu kripto para borsaları yoluyla. Bitcoin’in kendisi kadar arkasındaki teknoloji de tabii ki ilgi çekiyordu: Kamuya açık defterler – yani Blockchain. Blockchain Bitcoin’in işlev prensibinin arkasındaki teyit ve kayıt mekanizmasını oluştururken küresel finansal sistem başta olmak üzere bazı diğer sektörleri de yeniden dizayn edebilme potansiyeline sahip.

Hemen yukarıdaki satırlarda bahsettiğimiz üzere Bitcoin’in yekün değeri, 2018’deki durağan seyre rağmen 73 milyar USD civarında seyrediyor. Amerikanın SPK’sı diyebileceğimiz SEC tarafından bir kaç kez reddedilse de bilhassa NYSE’nin sahibinin Bakkt projesiyle “yasallık” kazanması beklenen Bitcoin 2019 Ocak ayından itibaren iki sene önce kaydettiği astronomik  tura tekrar çıkabilir. Zaten kendisinin yarattığı astronomik irtifanın etkilediği başka kripto paralar da İlk Dijital Para Arzı (ICO) organizasyonlarıyla 21.5 milyar USD’yi aşan meblâlar topladılar. Bu patlayıcı büyüme, bir Japon kripto para borsasından 500 milyon USD çalınmadan çok önce regülatörleri, yatırımcıları olası sahtekârlık ve soygunlara karşı uyarmaya itmişti. Çoğu ICO 2018’de ciddi değer kaybına uğradı, Blockchain de bazı engellerle karşılaşmadı değil. Yüksek profilli bazı teşebbüsler, ki bunların arasında Avustralya borsasının ticaret işlemleri için bu teknolojiyi kullanmaya geçmesi gibi olanları da vardı, ya durduruldu ya da beklemeye alındı. Öte yandan Walmart, yeşillik tedarikçilerinden 2019’dan itibaren, IBM’in Blockchain gereçleriyle ortaya çıkardığı bir dijital defter yoluyla ürünlerinin takiplerini sağlamalarını isteyeceğini duyurdu.

Sanal paralar dün çıkmış değil – çevrimiçi fantastik oyunlarda uzun süredir varlar – fakat merkezi bir otoritenin basmadığı güvenlikli bir dijital para tabii ki ilgi çekti. Bitcoin sistemini yaratan Satoshi Nakamoto adlı kişi veya kişiler herhangi bir parayla ilgili temel bir sorunu çözdü – kalpazanlığı önlediler, üstelik de bunu bir devlet gücü olmadan başardılar. Yazılım aynı zamanda dijital paranın önündeki önemli bir engeli de aştı – çifte harcamayı, yani aynı paranın birden fazla harcamada kullanılmasını. Çığır açan fikrin adı Blockchain’di, herkesin görebildiği, her bir Bitcoin işleminin kaydedildiği yarı anonim bir çevrimiçi defter. “Madenciler” denen bilgisayarları her bir işlemi doğrulayan hesaplamalar yaparak çifte harcamayı da önleyen kişilerin oluşturduğu bir ağ ile işleyen bir defter. Bu madenciler de bildiğiniz gibi bu görevleri karşılığında yeni “basılmış” Bitcoin’lerle ödüllendiriliyor – ki zaten madencilik titri buradan geliyor. Bitcoin’in arzı 21 milyon ile sınırlı. Sofistike yapısından ötürü başlarda sadece pek de hoş olmayan alışverişlerin vesilesi olmadı da diyemeyiz.

Günün sonunda, düzenleyici makamlar ve devlet ajansları kripto para sahtekarlığı konusunda ciddileşerek cezai yaptırımlar içeren adımlar atmaya başlasa da bahsettiğimiz üzere 2019 özellikle Bitcoin’in “kanunsuz” imajından kurtulup Blockchain teknolojisiyle birlikte regüle edilen kurumsal inisiyatiflerin iştirakleriyle endüstriyel aktörleri güvenilirlik konusunda ikna ederek fon seline tutulacağı bir yıl olacağı beklentisi her zamankinden kuvvetli. Üstelik bunu imtihan etmek için sadece bir kaç ay bekleyeceğiz.

Bir cevap yazın